Menü Kapat

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELİĞİ DERGİSİ

TÜRK YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİ DERNEĞİ YAYIN ORGANI
JOURNAL OF THE CRITICAL CARE NURSES SOCIETY

ISSN 1302-0498 | e-ISSN 2667-7903 | Periyot Yılda 3 Sayı | Başlangıç: 1999 | Yayıncı Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği |

Cilt: 20 – Sayı: 1 – Haziran 2016

Sayı Editöründen …………………………………………………………………………………………………………… iv
Yazarlara Bilgi ………………………………………………………………………………………………………………. v
DERLEME
Yoğun Bakım Hastalarında Ağrı Yönetimi 
Pain Management in Intensive Care Patients
Sevim ÇELİK ……………………………………………………………………………………………………….. 1
Yoğun Bakımda Uykusuzluk
Insomnia in Intensive Care
Hayat YALIN ……………………………………………………………………………………………………….. 9
Oligüri – Anüri
Oliguria – Anuria
Neriman ZENGİN ………………………………………………………………………………………………… 16
Yoğun Bakımda Ödem ve Dehidratasyon
Edema and Dehydration in Intensive Care
Havva SERT, Nermin OLGUN ………………………………………………………………………………. 24
Yoğun Bakım Hastalarında Konstipasyon ve Diyare
Constipation and Diarrhea in Intensive Care Patients
Besey ÖREN ………………………………………………………………………………………………………… 37
Bulantı ve Kusma
Nausea and Vomiting
Dilek AYGİN ………………………………………………………………………………………………………… 44
Yoğun Bakımda Hipoglisemi ve Hiperglisemi
Hypoglycemia and Hyperglycemia at Intensive Care
Selda ÇELİK, Nermin OLGUN ………………………………………………………………………………. 57
OLGU SUNUMU
Yoğun Bakım Ünitelerinde Anksiyeteye Yönelik Hemşirelik Bakımı
Nursing Care on Anxiety in Intensive Care Units: Case Report
Gizem ŞAHİN, Sevim BUZLU ……………………………………………………………………………….. 65

Değerli Meslektaşlarım,

Türkiye Yoğun Bakım Hemşireliği Dergisinin “Yoğun Bakımda Semptom Yönetimi” Özel Sayısı’nda sizlere merhaba diyoruz.

Yoğun bakım hastalarında semptom yönetimi hastanın fiziksel ve psikolojik semptomlarının giderilmesinde önem taşımaktadır. Çünkü çoğu zaman hastalık tanısı önemini yitirir ve semptomların yönetimiyle bakım sürdürülür. Yoğun bakımda hastanın iyileşme sürecini etkileyen semptomların yönetiminde hemşirelerin önemli sorumlulukları vardır.

Bu sayıda yoğun bakımda en sık rastlanan semptomların yönetiminin farklı boyutlarıyla ele alınması sağlanmıştır. Tüm yazarlara, bu derginin hazırlanmasında emeği geçen yayınevi çalışanlarına çok teşekkür ederim, en içten sevgilerimi sunarım.

Prof. Dr. Nermin OLGUN

Sevim ÇELİK

ÖZET: Ağrı yoğun bakım hastalarında en önemli problemdir. Yoğun bakım hastaları arasındaki prevelansı kesin olarak bilinmemekle birlikte, literatür yoğun bakım ünitesinde kaldıkları sürede bu hastaların %50-77 oranında orta şiddette ağrı deneyimlediklerini göstermektedir. Yoğun bakım hastalarında Ağrının doğru değerlendirilmemesi ya da yetersiz yönetilmesi fizyolojik ve psikolojik sonuçlara neden olabilir. Etkili ağrı yönetimi sistematik, kapsamlı ağrı değerlendirilmesine dayanır.

Yoğun bakım hemşireleri ağrının kontrolünde anahtar roldedir. Bu makale; yoğun bakım hastalarında ağrının nedenlerini, ağrı değerlendirilmesini ve etkili ağrı yönetimi uygulamalarını göstermektedir.

Anahtar Kelimeler : Yoğun bakım hastası, ağrı, ağrı yönetimi, ağrı tanılaması, hemşire

DOSYA İNDİR

Sevim ÇELİK

ABSTRACT Pain is a major problem among critically ill adult patients. The exact prevalence of pain among critically ill patients is unknown, but available literature shows that 50-77% of these patients suffer moderate intensity pain during their stay in the critical care unit. Inaccurate pain assessment and insufficient pain management in critically ill adults can have physiological and psychological consequences. Efficient pain management depends on a systematic, comprehensive assessment of pain. Critical care nurses play a key role in its control. This review demonstrates causes of pain, pain assessment, and efficient practices in pain management in the critically ill adult.

Key Words: Critically ill patient, pain assessment, pain management, critical care nurse

Hayat YALIN

ÖZET: İnsan yaşamı için temel gereksinimlerden biri olan uykunun, sağlıklı bireylerin sağlık durumlarının sürdürülmesinde ve hasta bireylerin de hızlı sürede iyileşmelerinin sağlanmasında önemli rolü vardır. Ancak ciddi sağlık sorunları olan hastaların bakım ve tedavilerinin sürdürüldüğü, tıp ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak teknik açıdan son derece donanımlı tedavi ve bakım ortamları olan yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda birçok faktörden kaynaklanabilen uykusuzluk (insomnia) oluşabilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Uyku, uykusuzluk, yoğun bakım, hemşirelik bakımı

DOSYA İNDİR

Hayat YALIN

ABSTRACT: Sleep is one of the basic requirements for human life has an important role for sustaining the health status of healthy individuals and ensuring rapid recovery time of the patients. But because of many factors, insomnia may occur in patients who has serious health problems and continuation of care and treatment hospitalized in intensive care units, extremely well-equipped environments with terms of parallel to developments of medicine and technology

Key Words: Sleep, insomnia, ICU, nursing care

DOSYA İNDİR

Neriman Zengin

Özet: Kritik hastalarda akut böbrek hasarının tanısında anüri ve oligüri serum kreatinin değeri yükselmeden önce önemli bir göstergesi ortaya çıkan olarak semptomlardır. Her iki semptom hastalarda birçok komplikasyonun gelişmesine yol açan ve mortalite riskini artıran önemli bir sorundur. Bu nedenle yoğun bakım hemşireleri anüri ve oligüriye neden olan faktörleri bilmeli ve yönetebilme beceri ve bilgisine sahip olmalıdır. Bu derlemede genel olarak anüri ve oligüri ve hem- şirelik bakımı incelenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Yoğun bakım, olügüri, anüri, hemşirelik bakımı

DOSYA İNDİR

Neriman Zengin

Before the rise of serum creatinine in the diagnosis of acute kidney injury in critically ill patients occurs often anuria and oliguria as symptoms and both symptoms is accepted as an important indicator. Both symptoms led to the development of many complications in intensive care unit patients and is a major problem that increases the risk of mortality. Therefore, anuria and intensive care nurses should know the factors causing the oliguric and they must have the skills and knowledge to manage these symptoms. In this review, in generally anuria and oliguria and nursing care were examined.

Key Words: Intensive care, oliguria, anuria, nursing care

Havva SERT, Nermin OLGUN 

ÖZET: Ödem ve dehidratasyon yanıklar, travma, sepsis, beyin hasarı, kalp yetersizliği, renal yetersizlikler ve diyabet gibi pek çok hastalığa veya uygulanan tedavilere bağlı olarak ortaya çıkan, erken fark edilip tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara yol açabilen özellikle yoğun bakım hastalarında ciddi morbidite ve mortaliteye neden olan ve yoğun bakımda kalış süresini uzatan önemli semptomlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle yoğun bakımda çalışan hemşirelerin ödem ve dehidratasyona yol açan nedenleri bilmesi, belirti ve bulguları erken fark edebilmesi etkin bir tedavi ve bakımın sürdürülmesinde önemlidir. Bu derlemede ödem ve dehidratasyon nedenleri, fizyopatolojisi, tedavi ve bakımına kısaca yer verilmesi amaçlandı. 

Anahtar Kelimeler: Ödem, periferal ödem, pulmoner ödem, dehidratasyon

DOSYA İNDİR

Havva SERT, Nermin OLGUN 

ABSTRACT: Edema and dehydration may result from various conditions including burns, sepsis, brain damage, renal failure and their treatment. They may lead to serious problems if early detection and treatment is not provided, resulting in serious morbidity and mortality among intensive care patients in particular. They are also among significant symptoms that increase the length of stay in intensive care. Therefore, it is important for nurses who work in intensive care to know the reasons of edema and dehydration and to detect their symptoms and findings at early phases in order to maintain effective treatment and care. In this review, it was aimed to examine the reasons of edema and dehydration, their physiopathology, treatment, and care.

Key Words: Edema, peripheral edema, pulmonary edema, dehydration

Besey ÖREN

ÖZET: Defekasyon vücudun temel fonksiyonlarından olmasına rağmen konstipasyon ve diyare yoğun bakım hastalanın major gastrointestinal sistem komplikasyonu olarak karşımıza çıkar. Konstipasyon ve diyare hastalık değil, genellikle başka bir hastalığa sekonder olarak gelişen semptomlardır. Yoğun bakım hastalarının %60’ında en az bir gastrointestinal sistem problemi görülür. Bu hastaların %50 sinden fazlasında konstipasyon görülürken %50’ ye yakınında da diyare görülür. Yoğun bakımda, kafa travması yaralanma, multi sistem yetmezliği, enteral beslenme, mekanik ventilasyon, hipoperfüzyon, şok, dehidratasyon, endojen ve egzojen opoidler gibi inflamatuar mediatörlerin salgılanması, gibi durumlarda konstipasyon ile sık karşılaşılır. Enteral beslenme, enfeksiyonlar, ilaçlar, hipoalbuminemi, pseudomemranöz kolit, ümmünosupresif hastalıklar, malabsorbsiyon hastalıkları, sepsis, diyabet ve beş günden uzun süren açlık ise yoğun bakımdaki diyarenin başlıca nedenleridir. Konstipasyon ve diyare yoğun bakım hastalarının yaşam kalitesini, yoğun bakımda kalış süresini ve hasta maliyetini oldukça kötü etkilemesine rağmen kritik hastaların takibinde çoğu zaman barsak motilitesine çok fazla önem verilmez. Hemşireler yoğun bakımda boşaltım aktivitesini değerlendirirken bireye uygulanan yardımcı araç gereç varlığını, dışkılama sıklığını, bağırsak seslerini vb. tanılamalıdır. Bu derlemede konstipasyon ve diyare semptomlarının yoğun bakımdaki nedenleri, tedavisi ve yönetimi ele alındı.

Anahtar Kelimeler: Defekasyon, diyare, hemşirelik, konstipasyon, yoğun bakım

DOSYA İNDİR

Besey ÖREN

ABSTRACT: Although defecation is one of the basic body functions, constipation and diarrhea occur as the major gastrointestinal system complications in intensive care patients. Constipation and diarrhea are not diseases themselves; they usually are symptoms that develop secondarily to another disease. At least one gastrointestinal system problem is observed in 60% of intensive care patients. Constipation is seen in more than 50% of these patients, while diarrhea is seen in approximately 50% of them. Constipation in an intensive care unit is frequently observed in cases such as head trauma, injury, multisystem failure, enteral nutrition, mechanical ventilation, hypoperfusion, shock, dehydration, and secretion of inflammatory mediators such as endogenous and exogenous opioids. The main causes of diarrhea in intensive care units are enteral nutrition, infections, medications, hypoalbuminemia, pseudomembranous colitis, immunosuppressive diseases, malabsorption diseases, sepsis, diabetes, and hunger for more than 5 days. Constipation and diarrhea have highly adverse effects on the quality of life of intensive care patients, duration of patient stay in the intensive care unit, and patient costs. However, usually intestinal motility is not given much importance during the follow-up of critically ill patients. The nurses should monitor the existence of assistive equipment, frequency of defecation, intestinal sounds, and so forth, while assessing excretion activity in intensive care patients. This compilation analyzed the causes, treatment, and management of constipation and diarrhea symptoms in intensive care patients.

Key Words: Constipation, defecation, diarrhea, intensive care, nursing

Dilek AYGİN

ÖZET: Yoğun bakım üniteleri (YBÜ), komplikasyon riski yüksek olan, invazif girişimler yapılması ve solunum desteği verilmesi gereken hastaların normal vücut fonksiyonlarını sağlamak amacıyla tedavi ve bakımlarının sürdürüldüğü yerlerdir. YBÜ’de hastaların beslenmesini engelleyen, sıvı elektrolit kaybına neden olan, solunumsal komplikasyonları artıran bulantı ve kusmanın önlenmesi, tedavi ve bakımının iyi yönetilmesi gerekmektedir. Bu derlemede bulantı ve kusmanın nedenleri, fizyopatolojisi, tedavi ve bakımına kısaca yer verilmesi amaçlandı.

Anahtar Kelimeler: Bulantı, kusma, postoperatif bulantı ve kusma, yoğun bakım ünitesi, antiemetikler, hemşirelik bakımı

DOSYA İNDİR

Dilek AYGİN

ABSTRACT: Intensive Care Units (ICU) are places maintaining nursing and treatment necessities for the purpose of ensuring the normal body functions of the patients with need of invasive procedures and respiratory support because of the high risk of complications. It is necessary to provide a wellmanaged nursing and treatment, prevent nausea and vomiting of the patients interfering with the nourishment and increasing the fluid and electrolyte loss as well as the respiratory complications. Within this study, it has been aimed to include the reasons, pathophysiology and the nursing and treatment of the nausea and vomiting

Key Words: Nausea, vomiting, postoperative nausea vomiting, intensive care, antiemetic, nursing care

Selda ÇELİK, Nermin OLGUN

ÖZET: Diabetes Mellitus, toplumda ve yoğun bakım hastalarında sıklıkla görülen kronik bir metabolizma hastalığıdır. Yoğun bakım ünitelerinde hiperglisemi ve hipoglisemiyle sık karşılaşılmakta, mortalite ve morbidite üzerinde önemli etkileri bilinmekedir. Kesin diyabet tanısı olmayan bireylerde dahi stress hiperglisemisi denilen geçici hiperglisemi yoğun bakımlarda yatan hastalarda sık görülmektedir. Hastalık durumlarında ağır hasar sonrasında ve diyabet sürecinde homeostaz bozulur hiperglisemi, hipoglisemi ve glisemik değişkenlik meydana gelebilir. Bu makalede yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda hiperglisemi ve hipogliseminin yönetimi anlatılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Hipoglisemi, hiperglisemi, yoğun bakım, hipoglisemi ve hiperglisemi yönetimi

DOSYA İNDİR

Selda ÇELİK, Nermin OLGUN

ABSTRACT: Diabetes Mellitus is a chronic metabolism disorder prevalent both among the general population and intensive care patients. The number of hyperglycaemia and hypoglycaemia cases is high at intensive care units and their significant effects on mortality and morbidity are known. Even in those individuals without a definitive diabetes diagnosis, temporary hyperglycaemia also called stress hyperglycaemia is prevalent among the patients hospitalized at the intensive care unit. When diagnosed with a disease, homeostasis is impaired following severe damage and during the diabetes, and hyperglycaemia, hypoglycaemia and glycaemic changes may occur. This article discusses the management of hyperglycaemia and hypoglycaemia in patients hospitalized at intensive care units.

Key Words: Hypoglycaemia, hyperglycaemia, intensive care, hypoglycaemia and hiperglisemi management

OLGU SUNUMU

Gizem ŞAHİN, Sevim BUZLU

ÖZET: Yoğun bakım ünitesine yatışı yapılan olguların; ölüm korkusu, beden bütünlüğünün bozulması, gelecek kaygısı, yakınlarından ve alıştığı çevreden ayrılma, ağrı ve invaziv girişimler kaynaklı anksiyete yaşadıkları görülmektedir. Birey ve ailesi için fiziksel yükün yanı sıra psikososyal yükü de olan yoğun bakım ünitelerinin kendisi de ciddi bir anksiyete kaynağıdır ve aynı zamanda olguların tedavi ve bakım sürecini olumsuz etkileyebildiğinden önemli de bir sorundur. Bu nedenle; yoğun bakım ünitelerinde çalışan hemşirelerin, bakım verdiği olguları bütüncül ele alarak, anksiyete düzeylerini değerlendirmesi ve gerekliyse anksiyete düzeyine yönelik girişimde bulunması gerekmektedir. Bu çalışmada; yoğun bakım ünitesinde mekanik ventilasyon desteği alan olgunun anksiyetesine yönelik hemşirelik bakımı, hemşirelik süreci doğrultusunda değerlendirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Yoğun bakım ünitesi, anksiyete, hemşirelik bakımı

DOSYA İNDİR

Selda ÇELİK, Nermin OLGUN

ABSTRACT: Diabetes Mellitus is a chronic metabolism disorder prevalent both among the general population and intensive care patients. The number of hyperglycaemia and hypoglycaemia cases is high at intensive care units and their significant effects on mortality and morbidity are known. Even in those individuals without a definitive diabetes diagnosis, temporary hyperglycaemia also called stress hyperglycaemia is prevalent among the patients hospitalized at the intensive care unit. When diagnosed with a disease, homeostasis is impaired following severe damage and during the diabetes, and hyperglycaemia, hypoglycaemia and glycaemic changes may occur. This article discusses the management of hyperglycaemia and hypoglycaemia in patients hospitalized at intensive care units.

Key Words: Hypoglycaemia, hyperglycaemia, intensive care, hypoglycaemia and hiperglisemi management